Bir Toplum Terapisi Olarak: 23 Nisan


Bugün yine bir 23 Nisan. Bu güzel günlerin kutlanabilmesi, çocukların aileleriyle el ele dolaşabilmesi, gösterilerin coşkuyla sergilenmesi ve daha nice güzel faaliyet yapılabilmesi, zamanında bizim için canlarını feda eden kahramanlar sayesindedir. Yine bu günde her kahramanı kalbimizin en derin köşesinde saygı ve minnetle anıyoruz.

Bayramların Önemi ve Toplumdaki Etkisi

Sosyolojik bir perspektiften değerlendirecek olursak bayramlar, milletin geçmişte yaşadığı önemli dönüm noktalarının gelecekte unutulmaması ve bırakılan mirasın hatırlanması için vardır. Bayramlar olmasaydı, birlik ve beraberlik güçlü bir şekilde kolektif olarak yaşayamazdı. Hatta bayramları tarih biliminin bir alt kategorisi olarak inceleyebiliriz. Tarihte önemli olaylar kitaplara, müzelere hatta kurumların isimlerine -örn. Türk Dil Kurumu- bile kaydolmuştur. Bayramların kendine özgü niteliği ise her yıl belli bir günde geçmiş olaylarının coşkuyla yeniden kutlanması ve şenliklerle bunun pekiştirilmesidir. Bayramlar, toplum üzerinde yukarıda da bahsettiğimiz gibi "kolektif bilincin güçlenmesi"ni sağlar. Birliktelik, aidiyet, kahramanlık bilinci ve bugünlerin geçmişte ödenen bedellerinin farkındalığı, toplumu motive eder, yeri gelir buna arkaplanda bir hüzün de eşlik eder... Bu yüzdendir ki "geçmişini bilmeyen bir toplum, yokolmaya mahkumdur.".

Çocukların İnsan Psikolojisindeki Bir Betimlemesi

Her canlıda olduğu gibi insanoğlunun yavrusu da dünyaya geldiğinde çevresindekilerin dünya görüşü etkilenmektedir. Bir bebek dünyaya geldiğinde anne ve baba, yakın çevre hatta bebeği gören tüm insanlar şu duyguları hisseder; masumiyet, umut, sevgi, şefkat... Çünkü doğan bebek o kadar saftır ki çevresindekilere kendilerinin de bir zamanlar o kadar saf olduğunu hatırlatır. Aslında her doğan çocuk, yetişkinlerin çocukluklarına duyduğu özlemi içerir. Sürekli toplum içerisindeki bir tabir sanırım konuyu aydınlatacaktır: "Bebeğimiz oldu, evimize neşe geldi!"

Çocukların Bayramın Öznesi Olması ve Evrensel Hümanizm

İnsan psikolojisinde bu kadar etkili bir özne olan çocuğun, toplumsal -kolektif- bilinçte yankılanması bayramlar sayesindedir. Bir bayramı çocuklarla özdeşleştirdiğimizde hatta "onlara armağan ettiğimizde", her insanda çocuklara karşı olan hümanist duyguları toplumsala taşımış oluruz. Bayramın öznesi yani odak noktası çocuklardır çünkü. Daha da harikası bu çocuksu saflığın yankılandığı kolektif bilincin yerel bir milliyetçilikle sınırlı kalmaması. Bu da bayramın uluslararası bir nitelik taşıdığı gösterir. Yerel bir hümanizm değil, evrensel bir hümanizmden söz etmekteyiz. Çünkü bayram dünyadaki tüm çocukları içine almaktadır.

"Çağdaş Medeniyetler Seviyesi"ne Ulaşmaya Çalışan Toplumlara Çocuk Bayramı Olgusunun Etkisi

Bildiğimiz üzere her toplum gelişmiş değil ve çoğusunda sefalet ve geri-kalmışlık hakim. Peki evrensel bir çocuk bayramının bu toplumlar açısından ne önemi olabilir? Geri-kalmış veya sefalet içindeki toplumların karakteristiklerinden en önemlileri; eğitim seviyesinin kötü olması ve sosyo-ekonomik seviyenin düşük olması. Evrensel çocuk bayramı kültürler ve toplumlar arası etkileşimi sağladığından aynı zamanda farklı ülkelere giden ekipleri organize eden siyasi yapılanmanın, gidilen ülkedeki eğitimi tanımalarına olanak verir. Çünkü siyaset sayesinde ülkelerarasında gösteri organizasyonları, izinleri vs... yapılmaktadır. Bu da siyasi bir birliktelik kurulan ülkelerarasında eğitim yönünde de anlaşmaların yapılabileceğinin kapısını aralamasını sağlar. Sosyo-ekonomik durumda da aynısı geçerlidir. Bu bayramın siyasi ilişkileri kuvvetlendirmesi, yardımlaşma mekanizmalarının da kuvvetlenmesi ihtimalini doğurur.

Genel bir değerlendirme yaptık. Konumuz evrensel bir çocuk bayramıydı. Peki bu dediklerimizin hepsini önceden kestirip, anlattığımızdan daha da fazlası olan bir evrensel çocuk bayramını nasıl bir lider ortaya koyabilir? Sanırım hayatının büyük kısmında -hatta tamamında- güçlü bir kişilik geliştirmiş, okumuş ve araştırmış, hem teoride hem de pratikte geliştirdiği stratejileri toplumda uygulamaya koyabilecek düzeye ulaşmış bir lider. Evet Atatürk'ten bahsediyoruz. Peki bahsettiğimiz ideal Evrensel Çocuk Bayramı'nın ismi olarak en uygun hangi örneği gösterebiliriz? Evet, buradada 23 Nisan Ulusal Egemenlik ve Çocuk Bayramı'ndan bahsediyoruz.
Biz bahsediyoruz ve bundan zevk alıp gurur duyuyoruz fakat herkes maalesef bu görüşü paylaşmıyor -veya kabul etmiyor, üstünü örtüyor-. Çıkar çatışmaları insanın en ilkel yanının hala yaşamını sürdürmesinden ileri gelir. Bu yanı da insanı bencil ve vurdum duymaz yapmakta en iyi araçtır. Ve böylece insan gerçekliği bir tarafa iter ve çıkarlarına göre hareket eder. Fakat beyin dediğimiz organımız sayesinde o ilkel yanı geride bırakabiliyoruz. Tıpkı medeniyetlerin ilkel seviyeden çağdaş seviyeye yükselmesi gibi ilkel güdülerimizi de beynimizle geride bırakabiliriz. Öyle, değil mi ? Tüm kötü arzularımızdan arınıp, geleceğe umutla bakabilmek için çocuklarımızı doğru yetiştirebiliriz, değil mi? Geçmişimizi unutmayıp ve onu karalamayıp kendimizi unutmayız değil mi? Eski bir kafa yapısıyla yeniyi baltalamayız değil mi? Gelişiriz, büyürüz, değişiriz değil mi?
En önemlisi de, bunu hep birlikte yaparız, değil mi?...

Yorumlar

Popüler Yayınlar