Duyum, algı ve davranış biçimleri kodlama sistemi | BINARY CODE




Konu tekil olarak psikoloji olmak dışında; felsefe, psikoloji, siyaset, eğitim, sanat, yorgan, yatak, meyve suyu hatta ölüm ve doğum olacak. Tüm varlık alanında duyumlarımızın algılarımızın ve davranışlarımızın nasıl kodlandığına dair düşünceler demeti seçkisine dönüşecek bir yazı var önünüzde. Tamamen öznel dediğimiz düşünce dünyamıza kadar uzanacak, özgür olunduğunu bastırarak içselleştirdiğimiz yargıların nasıl kodlandığını anlatmaya çalışacağım. Farkında olmanın bile kodlanmış bir BINARY yapısından oluştuğunu gösterme amacına ulaşmak için çabalayacağım. BINARY kod sistemi nedir peki? Bilgisayar dediğimiz icadın temelini oluşturan kodlama sistemine verilen ad. 0 ve 1 rakamlarından oluşan yapıya sahipken, direk akıllarda 0 ve 1 nasıl bilgisayarın içinde olur?, o zaman onun da fiziki bir yapısı olmalı bu yüzden bilgisayarın temeli olamaz? gibi sorular belirebilir. Doğada 0 ve 1 yoktur, matematiksel kavramlar yoktur söylemi kısacası. Bilgisayarın metafizikten çıkışını sağladığımıza göre 0 ve 1’in fiziki temeline bakalım. Elektrik akımı. Bilgisayar elektronik devrelerine gelen 5V’luk enerji 1, eğer enerji yoksa 0 anlamına gelir. Birisi varlık, diğeri yokluktur. Zıtlardır. Keskin hatlarla ayrılırlar. Bak şimdi nereye geçiyoruz: Hegel’in idealizm diyalektiği, Descartes’ın Düalizmi veya Marx’ın diyalektik materyalizmi. Hegel: 1, Marx: 0, Descartes: 01 olarak ifade edelim. Hegel ve Marx varlığı tek tözle, descartes ikisinin birlikte olduğu düalist bir biçimde ele alır. Hegel: beyazdır, Marx: siyahtır, Descartes ise: Siyah ve beyazdır. Burada uç sınırlar bulunmaktadır ve ilk-son, var-yok, katı-gaz, iyi-kötü, kazanan-kaybeden, madde-ruh, nefes alış-nefes veriş, açlık-tokluk, yüksek-alçak vs… sayısızca iki farklı kutuplaşma temeli vardır. Bu gayet mantıklıdır ve şunu söyler: bir şeyin karşıtı, diğerinin anlamını sağlar. Karşıt, diğerinin farkedilmesini sağlar. Aydınlık, karanlığın ne olduğunu gösterir. Bu metaforlar, gerçekliği betimlemek için oluşturulmuştur fakat gerçekle örtüşmez. Bütünlük varlığın temelidir ki hiçbir gece birden ortaya çıkmaz, hiçbir katı birden gaza dönüşmez ve keskin hatlar ani geçişler gerektirdiğinden keskin geçiş diyalektiğin hatalı bir yorumudur. İki varlık tözünü birleştiren Descartes ne kadar farklı bir görüşle ortaya çıksa da düalizmi deterministik bir bakışın sonucu gibi görünmektedir. Birşeyin iki farklı versiyonu varsa biri en uç olmalı diğeri diğer uç. Çünkü sonsuza kadar giden bir uç kutup veya ‘en’ olamaz. Çizgisel veya doğrusal bir bakış açısı. Bir de döngüsel var. Burada ise kutup yoktur. Daireyi oluşturan çizgi sadece ton değiştirir. Mutluluk mutsuzluğa yöneldikçe farklı tonlara bürünür. Madde ruha yöneldikçe ton değiştirir. Ölüm doğuma yöneldikçe ton değiştirir. Bu geçiş özelliği ne anlama gelir? Neden tek ton üzerinden seyreden bir varlık döngüsü yoktur? Sorunun son kısmı aslında cevabı: öyle olursa varlık döngüsü yoktur. Bu yokluktur. Varlık geçiş sağlayamadığı sürece özgür olamaz. Var olamaz. Anlam olamaz. Seçim olamaz. Farkında olunamaz. Canlı olunamaz. Bilinçli olunamaz. Fakat bir daire döngüsünde ilerlerken burada nasıl farkında oluruz? Daire dışına çıkarak. Daire döngüsünde tek bir ton olsaydı ve dışarıdan bunu görebilseydik hiçbir şey değişmezdi. Çünkü döngüde olunan ve dışarıdan izlenen tek ve aynı şeye bakardı. Bu yokluk olurdu. Ama farklı tonları dışarıdan izlemek sürecin farkına varıp bilinçli konuma ulaşmak anlamına gelir. Özgür seçimler burada başlar. BİNARY CODE; 0 ve 1’leri iki farklı hal olarak ayırır ve 3.halin olanaksızlığı ilkesini savunur. Bu cümle aklınızda bulunsun çünkü çok farklı yerlere sıçrayacak bu konumdan. Geri dönecek olursak, Descartes ise iki keskin kutup yaratarak 3.halin olanaksızlığı ilkesine karşı bir sav geliştirir ve üçüncü halin olanaklılığına argüman geliştirir. Burada bir çıkmaza düşer, bu da; madde varsa düşünemez, düşünen varsa madde olamaz. Bu paradoksun tek sebebi vardır: kutuplaştırma. Varlık kutuplu değildir, bitmez veya sona ermez, sonsuz bütünlüktedir ve burasının otonom formatta olmamasını sağlayan şey; bilinçli farkındalıktır. Dışarıdan döngüye bakabilmek. Şimdi burada ne monist yaklaşım, ne binary code sistemi ne de üçüncü halin olanaksızlığı, ne paradoksal yapı ne de kutuplaşma var. Varlığın temel tanımı buysa veya buna benzer bir şeyse bu yaşam içerisinde nasıl manipüle edilip farklı bir şekle büründürülür? BİNARY CODE sistemi eğitimde nasıl kullanılır bakalım. Resim dersinde öğrencisine boyaları öğreten bir öğretmen var. Çocuk beyazı sürer ve öğretmen sıradaki rengi şöyle betimler: “şimdi de tam tersini sür.” Buradan Freudyen psikoseksüel gelişim, sosyalizasyon teorileri, bilinçdışının yapılanması, gelecek ideoloji yüklemeleri ve sembolik inşaacılık gibi farklı kuramlarla yüzlerce açıklamaya girişilebilir. Dindar-ateist, ahlaklı-ahlaksız, deli-akıllı, eğitimli-eğitimsiz, işçi-işveren, köle-yönetici, zengin-fakir, engelli-engelsiz vs… Psikolojiye bakalım; bipolar, şizofren, hasta, bağımlı, güçsüz, yanlış düşünen… Siyaset: sağ-sol, muhafazakar-laik, Etnik-Siyasi olarak: kürt-türk, kültürlü-kültürsüz, Dini: alevi-sünni, ateist-müslüman, inançlı-inançsız, kafir-ermiş, Portakal suyu üzerinden ise: suni-doğal, Yorgan üzerinden: uzun-kısa, üşüten-ısıtan vs…vs… vs… Birbirine zıtlık üretmek, doğa’yı ayırmak demektir ve doğa’ya uymayan bir anlatım biçimidir. Zıtlık her zaman ‘farkında olan’ kısmın diğerini kontrol etmesi için politikalar üretme alanına dönüşür. Ayrım eşitsizliği, hakaretin ve ölümün meşruluğunu, düzeni bozduğu iddiasının kanıtı ve haklılığın göstergesi anlamına gelir. Bunu felsefe ile de yapabilirsiniz, sanat ile de, siyaset ile de. Uzak doğu felsefesinde ölüm ne sondur ne de doğum başlangıç. Aslolan bilinçtir ve bilinç sonsuz ve ölümsüzdür. Döngüsel bakış sonsuzu gösterirken (∞), çizgisel bakış sonu gösterir (-). Günümüzün en temel sorunu olan anksiyete probleminin en temelinin ölüm korkusu olması da rastlantı olmamalı. Anlamsızlık, yabancılaşma, bağımlılık ve bilinç-kaybı arayan milyonlarca birey şu an anlamsız kalmamakta. İnşaa edilen yöntem BINARY iken, insanın içsel ve dışsal bütünsel olan ilişkisi sekteye uğratılır ve bir son hazırlanır. Bu son fikri bu yüzden maddi alana bağlılığı getirir. Farkındalık kaybolur. Sadece çalışmaktır, zaman doldurmaktır, para kazanmaktır, düşmanlıktır ve savaştır amaç. Ve bu amaç aslında aşkın değildir, iletişimi kopuk olan benliğin bilinçli farkındalık yerine bilinçsizlik alanına yönelmesidir. Bu da daireyi dıştan görememek, varlığın yok olması anlamına gelir. BINARY kod sistemi maddi ve fiziksel bilgisayar sistemini çalıştırır. Bilinci metaforik olarak betimleyemez. Üzerinden kurulan tüm oyunlar ise insan varlığının bütünlüğünü bozup tahakküm altına almaya çalışmaya yöneliktir.


Katkıları için ‘sonsuz’ teşekkürler;

Berkay Coşkun

Mustafa Arıcı

Yorumlar

Popüler Yayınlar