Çayı döktüm
Sadece oturuyorum, suçun bende olması imkansızken amca kozmik bir güçle bana hükmetmeye başlıyor. E ben de boş durmuyorum, bir yandan sigaramın dumanı gözümü bozuyor, bir yandan amcanın sözleri midemi bulandırıyor. Herkes her zaman böyledir fakat amca bugün bir garipti. Uzun zamandır çay tutuşumdan küfür yememiştim. Canın sağolsun haznemden yeterince çıkardığımı düşündüm bir yerden sonra canına övgüleri. Napayım bu saatten sonra... Amcam simsiyah bıyıklarında tuttuğu emekleri görmediğimi sandı. Göz altları, burnunun yağ birikintileri, alnıyla saçlarının birleşim alanı, yüzde duran orantısız birkaç tüy. En çok da nasırlı ellerinin altındaki okşama yeteneği. Hafifliğin en hafif hali. Kaç kere sevdin oğlunu ve kızını o ellerinle? Kaç kere kadınına dokundun ve güven verdin? Kaç kere de hiçe saydın narinliğini ve geçirdin yumruklarını fitnecilere? Zihnim amcayla bütünleşti gibi hissediyorum da ağzımdan çıkan tek laf canın sağolsun oluyor. Teninde dalgalanan müzikler var hepsini görüy